GönderenKonu:  (Okunma sayısı defa)

Aprahamcan

  • Forum Üyesi
  • İleti: 50
  • Üyelik Tarihi:
Kendimiz
Tarih : 19-04-2012 Saat : 11:42

Kendini tanı, kendinde neyi çok seveceğini bil, çevrenle hayatının nerde birleştiğini, bütün güzelliklerin nasıl şekillendiğini bil…

Bilmek bazen büyük bir güçken yanında getirdiği sorumluluklarla bazen zorlayabilir bu oran tabi ki kabullenmeyle ilgili doğru orantılıdır.

Rüzgârı tanı ama sadece enerji versin içine, içinde fırtına yaratmasın, yağmuru tanı ama sadece bedeninin su ihtiyacını sağlasın, içe akan gözyaşı olmasın, güneşi tanı ama içinde doğup yolunu aydınlatsın, kendini yakmasın, bulutu tanı ama sadece senle karanlık arasına paravan olsun, ruhunu örtüp ışığını kapatmasın…

Kendimizi tanımak ise apayrı bir meziyettir… Kendimizi ruhsal, zihinsel ve fiziksel olarak bilmek tanımak güzelliklerin ve huzurun benliğimize işlemesini sağlayacaktır. En önemlisi ise ruhumuzu tanımaktır ruhu tanıdıktan sonra gelişimimiz için ayrı bir huzur ve sevgi yolunun kapısı açılacaktır.

Herkesin hâkimiyetinin tek kaynağı vardır o da ruhumuzun ait olduğu Yaradandır. Onun aitliğinde gücümüzün en yüksek olan bilinç farkındalılığa ulaşırız.

Kendini tanı ama sadece Ruhsal yükselişin için ve sevginin ruhunda uyanışını sağlayacağı kadar, zihninle kısıtlamalar olup kendi yüksekte göstermeyeceğin şekilde kararda kalsın.

 

Huzurlu Farkındalıklar Ve Uyanışlar İçinde Bulunmanız Dileğiyle

                                                                       Sevgiyle,

                                                                           Can Apraham Kuyumcu


Aprahamcan

  • Forum Üyesi
  • İleti: 50
  • Üyelik Tarihi:
Yasalar
Tarih : 22-08-2012 Saat : 11:38

DENGE YASASI: ORTA YOLU BULMAK  Nasıl yerçekimi evreni bir arada tutan bir yapıştırıcı ise, denge de evrenin sırlarının kapısını açan anahtardır. Denge; beden, zihin ve duygularımız, varlığımızın her boyutu için geçerlidir. Yaptığımız her şeyde, az ya da çok yaptığımızı bize hatırlatır. Yaşam sarkacımız ya da alışkanlıklarımız en uçlara gittiğinde diğer uca gitmemiz de kaçınılmazdır.  

 

SEÇİMLER YASASI: GÜCÜMÜZE YENİDEN SAHİP ÇIKMAK  Özgür iradenin sorumluluğu hem yıkıcı hem yapıcıdır. Seçimin gücüdür bu. Geleceğimizi büyük ölçüde belirleyen şimdi yaptığımız seçimlerdir. Koşullarımızı her zaman kontrol edemeyiz ama tepkilerimizi seçebiliriz. Seçim gücümüze sahip çıktğımızda dünyada dolu dolu yaşama cesaretini de buluruz.  

 

SÜREÇ YASASI: HAYATI ADIM ADIM YAŞAMAK  Süreç, her seyahatin küçük adımlarıdır. Adım adım her amaca ulaşılır. Süreç, zamanı aşar, sabrı öğretir, dikkatli bir hazırlanmanın sağlam temelini oluşturur. Ve ortaya çıkmayı bekleyen potansiyelimize güvenmeyi sağlar.  

 

ŞİMDİ YASASI: ANDA YAŞAMAK  Zaman “geçmiş’ten geleceğe” uzanan bir paradokstur. Zamanın gerçekliği yalnızca zihnimizdedir. Zaman kavramı düşüncenin, dilin ve toplumsal fikir birliğinin bir ürünüdür. İşte daha derin bir gerçek: Yalnızca bu an var.  

 

ŞEFKAT YASASI: İNSANLIĞIMIZIN UYANIŞI  Evren bizi yargılamaz; sadece sonuçları ve dersleri gösterir. Neden-sonuç yasasıyla bize öğrenme ve denge kurma olanaklarını sunar. Şefkat her birimizin o andaki inanç ve kapasite sınırlarımız içinde yapabildiğimizin en iyisini yaptığımızın anlayışını kazanmaktır.  

 

GÜVEN YASASI: RUHA GÜVENMEK  Güven, evrensel bilinçle doğrudan bağlantımızdır. Güven işittiğimizden, okuduğumuzdan, öğrendiğimizden daha fazlasını bildiğimizi bize hatırlatır. Hepimizin içinde olan Evrensel Ruhun bilgeliğini, sevgisini hissetmek için görmemiz, dinlememiz ve güvenmemiz yeterlidir.  

 

BEKLENTİ YASASI: REALİTEMİZİ GENİŞLETMEK  Enerji düşünceyi takip eder. Hayal edebildiğimizin ötesine değil, ona doğru gideriz. İnandığımız, beklediğimiz, umut ettiğimiz şeyler deneyimlerimizi yaratır ve renklendirir. Mümkün olabileceğini gördüğümüz en derin inançlarımızı genişleterek yaşam deneyimizi değiştirebiliriz.  

 

ONUR YASASI: GERÇEK DOĞRULARIMIZI YAŞAMAK  Onur, ruhsal yasalarla uyum içinde yaşamak ve davranmaktır. Koşullar bize ne kadar karşı olursa olsun, onurlu yaşamak, içsel gerçeğimizi bilmek, kabul etmek ve ifade etmektir. Başkalarına söylediklerimizle değil, davranışlarımızla ilham vermektir.  

 

EYLEM YASASI: YAŞAMI UYGULAMAK  Ne kadar hissedersek ya da bilirsek bilelim, potansiyelimiz ve yeteneklerimiz ne olursa olsun, yalnızca uygulamayla onları gerçekleştirebiliriz. Çoğumuz kendimizi adama, cesaret ve sevgi gibi kavramların ne olduğunu anlıyoruz. Ama ancak bunları uyguladığımızda ne olduklarını bilebiliriz. Yapmak, anlayışı getirir. Uygulamak bilgiyi bilgeliğe dönüştürür.  

 

DEĞİŞİM YASASI: DOĞANIN MÜZİĞİYLE DANS ETMEK  Doğanın ritmi, dönemleri, devreleri vardır. Mevsim dönemleri, yıldızların ritmi, gel git hareketlerinin devreleri gibi. Mevsimler birbirini itmez. Bulutlar gökyüzünde yarış etmez. Her şey kendi zamanında olur. Tıpkı yükselen ve alçalan okyanus dalgaları gibi.

  

TESLİMİYET YASASI: YÜKSEK İRADEYİ KUCAKLAMAK  Teslimiyet, açık kollarla bu anı, bu bedeni, bu hayatı kabul etmektir. Teslimiyet, kendi yolunun önünden çekilerek, yüksek irade ile uyum içinde yaşayabilmektir. Teslimiyet, yüreğin bilgeliğidir. Teslimiyet, pasif bir boyun eğme değildir. Teslimiyet, her zorluğa ruhsal gelişim ve genişleyen farkındalık olarak bakabilmektir.  

 

BÜTÜNLÜK YASASI: BAĞLANTIMIZI HATIRLAMAK  Dünyada farklı yaşamları olan farklı varlıklar gibi görünüyoruz. Ama her farklı yağmur damlası nasıl okyanusun bir parçasıysa her birimiz de farkındalık okyanusunun, Tanrı’nın bedeninin bir parçasıyız. Hepimizin bir olduğu yüce gerçeğinin derinliklerinde sevgiyi ve huzuru bul. Korku, kıskançlık ve öfkenin ağırlığını geride bırakarak, anlayışın kanatlarında uç. Şefkat ülkesine doğru...