GönderenKonu:  (Okunma sayısı defa)

Aprahamcan

  • Forum Üyesi
  • İleti: 50
  • Üyelik Tarihi:
Chakra
Tarih : 21-03-2012 Saat : 23:50

İnsanların vücudunu çevreleyen elektromanyetik alana aura denir. İnsan aurası evrensel enerjiden beslenir ve süreli olarak evrensel enerjiyle iletişimdedir. Aurada 7 tane enerji merkezi bulunur bu enerji merkezlerine CHAKRA denir. Günümüzde Kirlian Tekniği ile insan aurası fotoğraflanmıştır. Chakra Sanskritçe de tekerlek anlamına gelmektedir. İnsanda bulunan bu enerji merkezleri girdap şeklinde dönen enerji alanından oluştuğu için onlara bu isim verilmiştir. Chakralar tarafından emilen yaşam enerjisi tüm vücuda dağılır ve bedenin yaşamını devam ettirmesini sağlar. Chakralar  yerlerinin endokrin sistemi bezleri üzerine denk düştüğü anlaşılınca batı dünyasında tıp alanında da kabul gören kavramlar olmuştur. Günümüz modern tıbbının endokrin sistemi üzerinde yaptığı çalışmaları M.Ö ki yıllarda doğu bilginlerinin yaptığını ve topladıkları bilgilerle bu enerji merkezlerini açıkladıklarını söyleyebiliriz.

Chakralar ile ilgili ilk bilgiler çok eski yazıtlara dayanmaktadır. Doğu uygarlıkları chakraları M.Ö 5000 yıllarına varan bir süre önce keşfetmişler ve chakraların özelliklerini inceleyerek bir çok bilim geliştirmişlerdir. Yoga,reiki,meditasyon gibi bir çok doğu bilimi chakraların enerji dengesinin sağlanması ve bu şekilde daha sağlıklı yaşama düşüncesi üzerine kurulmuştur. Gerçektende doğu dünyasında insanın hayal sınırlarını zorlayacak kadar uzun süre sağlıklı olarak yaşayan insanların olduğu bilgisi günümüzde dünyaya yayılmıştır. Chakralar konusunda anlatılacak çok şey vardır çünkü bu enerji merkezleri bedensel,ruhsal ve zihinsel sağlığımız üzerinde önemli etkiler yaparlar ve ruhsal gelişimi belirlerler. Kendimizle ve evrenle olan uyumumuz chakraların çalışmasıyla direk ilgilidir. Alternatif tıbbın bir çok alanında yapılan çalışmalar temel olarak chakraların daha düzenli çalışmasına ve enerjilerinin dengelenmesine yöneliktir. Bir chakrada sorun oluşunca bu öncelikle chakra ile bağlantılı organları sonra tüm vücudu olumsuz olarak etkilemektedir. Hastalıkların nedeni de chakradaki bloke olmuş, aşırı artmış yada dengesini kaybetmiş olan enerji alışverişidir. Biyoenerji,reiki,aromaterapi,doğal taşlarla tedavi gibi bir çok doğal tedavi yöntemi chakraların daha sağlıklı olmasını sağlamak üzerine kurulmuştur .Chakraların sağlıklı bir şekilde çalışması bedensel,ruhsal ve zihinsel sağlığı sağlayacaktır.

ANA CHAKRALAR VE ÖZELLİKLERİ

1.Kök Chakra; Bu şakra kuyruk sokumu kemiğinin sonunda yer alır. Kök şakra fiziksel bedenin enerji kaynağıdır ve dünyayla olan bağlantımızı simgeler. Dünyaya kök salmamız ve kendimizi emniyette hissetmemiz iyi çalışan bir kök şakra ile mümkün olabilir. Temel yaşam fonksiyonlarını sürdürme açısından bu şakra çok önemlidir. Sağlam bir kökü olmayan bir ağaç nasıl ilk fırtınada devrilirse kök chakrası iyi çalışmayan bir insanda zorluklarla mücadele edemez. Kök şakra bedende bacaklar, ayaklar, kemikler, kalın bağırsaklar, omurga ve sinir sistemini kontrol eder. Aynı zamanda cinsellikle de ilgisi vardır. Kök şakra kırmızı renk yayar. Kök chakranın elementi topraktır.

Kök chakranın fiziksel olarak kendini güvende hissetme duygusuyla direk ilgisi vardır. Ayrıca seçilen mesleği ve bu meslekteki başarı seviyesini de etkiler. Sağlıksız çalışan bir kök şakra bağırsak,bacak,omurga ve sinir sisteminde çeşitli sorunlara yol açar. Aynı zamanda kişinin zorluklarla mücadele edememesini,kendini güvende hissetmemesini ve dünyayla arasında uyumsuzluklar oluşmasına yol açacaktır. Bu bölgede yaşamsal Kundalini enerjisi bulunur ve bu enerjinin uyandırılmasıyla insan bilincinin hayal edemeyeceği olaylar yaşanır. İlk şakra diğer chakraların sağlıklı çalışması için çok önemli bir fonksiyona sahiptir.

2.Sakral Şakra: Erkeklerde penis ve kadınlarda klitorisin iki parmak üzerinde bulunur. Cinsel enerjiyi ve zihinsel üretkenliği simgeler. Heyecan duyma, isteme,imajinasyon yeteneği,aile kurma ve maddiyat bu şakra ile bağlantılıdır. Sakral chakranın elementi su rengi ise turuncudur. Bedende böbrekler, idrar torbası, dolaşım sistemi,lenfatik sistem,üreme organları,anne sütü 2.şakranın etkisi altındadır. Kan hastalıklarına düzgün çalışmayan sakral chakra yol açar. Cinsel sorunların çoğunun nedeni de 2.şakradaki enerji dengesizlikleridir. Bu şakra yaşamda bir akıcılığın meydana gelmesine yardım eder. Elementinin su olması da bunun bir simgesidir. Yaşamın doğal akışında ilerlemesi düzgün çalışan bir 2.şakra ile mümkün olabilecektir. 2.şakranın düzgün çalışması yaşamsal tıkanıklıkları da çözecektir. Ayrıca sanatsal yetenekler ve zihinsel üretkenlik düzgün çalışan sakral şakra ile söz konusu olabilecektir. Bu chakrada enerji blokajları yada dengesizlikleri olduğunda zihinsel üretkenlik kısırlaşacaktır.

3.Solar Pleksus Şakra:Göbeğin yaklaşık iki parmak altında bulunur. Adına güneş sinir ağı chakrası da denir.  3.şakra diğer insanlarla ilişkilerimizi,beğenilerimizi,toplumsal kimliğimizi,irademizi ve amaçlarımıza ulaşmaktaki kararlılığımızı simgeler. Kendini kontrol etme ve başarı isteği de 3.şakrayla ilgilidir. Bedende ise karaciğeri,sindirim sistemini,pankreası,onikiparmak bağırsağını ve dalağı etkiler. Göz ve görme ile ilgili fonksiyonlarda bu chakranın etkisindedir. 3.şakranın rengi sarı ve elementi ateştir. Tibet'te sadece bu bölgeyle ilgili imajinasyonlar yapıp ateş solunumu adı verilen özel bir solunum yöntemini kullanan lamaların -40 derecede çıplak durabildikleri yada buz dağlarını sadece dayanarak eritebildiklerini biliyoruz. 3.şakranın düzemli çalışması insan hayatı için oldukça önemlidir. Düzensiz çalışan bir 3.şakra sadece karaciğer,mide, bağırsak sorunlarına yol açmakla kalmaz aynı zamanda amaçlarımıza ulaşmamızda çok büyük engeller çıkartır. Yetersiz çalışan şakra yaşamsal istekleri dışlamak, otoriteye boyun eğmek, mücadelelerden kaçmak, bireyselleşmeyi reddetmek,sosyal yaşamdan kaçmak ve depresyon gibi sorunları da beraberinde getirecektir. Düzgün çalışan 3.şakra ise uyumluluk, hedefleri iyi belirleme ve bunları takip etme, davranışları kontrol altında tutma, bağımsız hareket edebilme ve başarıya ulaşmayı sağlayacaktır.

4.Kalp Chakrası: Vücutta göğsün tam ortasında kalbin hizasında yer alır. Sevgi, şefkat, fedakarlık, duygusal bütünlük, kendini adayabilme, derin mutluluk gibi özellikleri simgeler. Bu şakra direk duygularla ilgilidir. Timüs bezi bu chakranın etkisindedir ve ürettiği hormon mutluluk hormonudur. Timüs , uyarıldığında salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratır. Timüs bezi büyümeyi düzenler, bağışıklı sistemi hücreleri olan T hücreleri burada üretilir ve lenf sistemini kontrol eder. Vücutta kalp, sırtın üst kısmı, ciğerlerin alt kısmı, kan ve dolaşım sistemi fonksiyonları bu chakranın etkisindedir. Eğer vücudunuzda bu bölgelerde herhangi bir sağlık sorununuz varsa 4.şakranızda bir enerji blokesi, düzensizliği yada bu chakranın aşırı çalışması söz konusudur. 4.şakranın rengi yeşil ve pembe elementi ise havadır. Ayrıca dokunma duyumuzda bu chakranın etkisindedir. Bir çok kültürde dokunmanın sevgi ifadesi olarak yer alması bu duyunun kalp chakrası tarafından etkilenmesindendir. İnsanlar ellerinde olmadan sevdikleri insana dokunmak isterler. Kalp chakrası tüm chakraların merkezinde yer almaktadır ve diğer chakraları da önemli ölçüde etkilemektedir. Düzensiz çalışan 4.şakra duygusal sorunlar, bencillik, yalnızlık eğilimi yada sevgiye bağımlılık, soğukluk hatta kalpsizlik dediğimiz merhametsiz ve sevgisiz davranışlar oluşturacaktır. Bir çok hastalık sevgisizlik ile başlamakta ve sevgi ile bitmektedir. Sevgi görmeden büyüyen çocuklar iler ki yaşlarda alkol, uyuşturucu bağımlılığından, şiddet eğilimine kadar bir çok negatif durum yaşamaktadırlar. Aslında tüm bağımlılıklarda kaybedilen yada asla bulunmayan katıksız sevgi arayışı vardır. Kişi sigarayı,alkolü yada uyuşturucuyu aradığı,eksikliğini duyduğu sevginin yerine koymuştur daha doğrusu içindeki boşluğu böyle dolduruyordur. Bağımlılıkları olan insanların kalp chakralarında sorunlar bulunmaktadır.

5.Boğaz Chakrası :Vücuttaki yeri boyun ve boğaz arasındaki çukurdadır. Konuşma yeteneğimizi, ses tellerimizi, dürüstlüğü, düşüncelerimizi ve duygularımızı doğru ve açık olarak anlatma yeteneğimizi bu şakra simgeler. İnsan vücudunda boyun, boğaz, çene, ses telleri, bronşlar, ciğerlerin üst kısmı ve kollar bu chakranın etkisindedir. Tiroit bezi de bu şakra ile ilgilidir. Tiroit bezinin vücudun gelişiminde oynadığı önemli rol ve yiyeceklerin enerjiye dönüşüm hızını düzenlemekteki işlevi göz önüne alınırsa 5. Chakrada  ki bir enerji dengesizliğinin ne gibi sonuçlar oluşturacağı daha iyi anlaşılabilir. Eğer bu bölgelerde yada konularda bir sağlık sorunu yaşıyorsanız 5. chakranızda bir enerji blokajı, dengesizliği yada aşırı çalışması gibi bir sorun var demektir. Beşinci chakranın yaydığı renk açık mavidir. Aynı zamanda işitme duyusu da bu şakra ile ilgilidir. Duygularımız ,düşüncelerimizi, isteklerimizi kısacası kendimizi doğru ve cesur bir şekilde ifade etmemiz düzgün çalışan bir 5. şakra ile mümkün olacaktır. Eğer 5. chakrada herhangi bir enerji dengesizliği varsa kişinin ifade etme yeteneği gelişmemiştir, kekeleme olabilir, yalan söyleme alışkanlığı gelişebilir, konuşma esnasında ses zorlukla çıkabilir veya utangaçlık gelişebilir.

6. Alın Chakrası: Vücutta alnın ortasında iki kaşın arasında yer alır. Bu şakraya üçüncü göz chakrası da denir. Sezgi gücü, altıncı his gibi duyu dışı algılamalarımızı etkileyen bu chakradır. Vücutta ise duyu organlarını kontrol eder ve beyinle direk bağlantılıdır. Bu chakranın kontrol ettiği içsalgı bezi  hipofizdir. Hipofiz temel salgı bezidir çünkü endokrin sistemindeki diğer salgı bezlerinin çalışmalarını kontrol eder. Diğer bezlerin uyumlu çalışması için hipofizde bir sorun olmaması gerekir. yorgunluk, sinirsel hastalıklar, migren ve sinirsel iltihaplar 6. chakrada oluşmuş enerji düzensizliklerinden kaynaklanır. Bu chakranın enerjisinin bloke olması, düzensiz çalışması yada aşırı olması kişide sadece akıl ve mantıkla yaşama durumunu meydana getirir. Sezgiler ve iç görüler kaybolur. Yaşam sadece maddi istekler çerçevesinde döner, ruhsal gelişme reddedilir. Zihinsel olarak da belli bir konuya yada düşünceye saplanıp kalma ve esnek olamama gibi durumlar ortaya çıkar.  Düzenli çalışan 6. şakra sezgi gücünü arttırır, içten gelen sesler mesajlar haline gelir ve düşünceler gerçekleşmeye başlar. 6. chakranın rengi çivit mavisidir.

7. Tepe Chakrası: Tepe chakrasına taç chakrada denir. Vücutta kafanın üstünde en yüksek noktada bulunur. Bu nokta bebeklerde bulunan ve sonradan kapanan bıngıldak dediğimiz bölümdedir. Tepe chakrası yüksek bilincimizle bağlantılıdır. Evrensel enerjiyi aldığımız yer taç chakradır ve bu şakra tamamen açıldığında diğer chakradaki tüm tıkanıklılar da çözülür. Sahip olduğumuz dinsel inançların gücü ve Yaradan'a teslimiyet bu şakra ile ilgilidir. Tepe şakra vücutta epifiz bezini etkiler. Epifiz bezinin tam olarak işlevleri bilim adamlarınca kesin olarak açıklanamamıştır ancak vücudun doğal dengesinin korunması konusunda çok önemli olduğu bilinmektedir. Düzgün çalışmayan 7. şakra korkular , kaygılar ve bütünlükten kopma duygusu verecektir. Yaşamda amaçsız olma ve kendini gerçekleştirememe de tepe karasıyla ilintilidir. Uyumlu çalışan tepe chakrası ise evrenle olan uyum sağlanır, kişi kendi içinde bütünlüğe ulaşır, ruhsal aydınlanma yaşanır. Tepe chakrasının rengi mordur.